ALKOL VE MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİ PROTOKOLÜ
Dr. Mustafa Dinç & Dr. Hatice Yoldaş
Bütüncül ve Fonksiyonel Yaklaşım Kliniği / Antalya
Tıbbi, psikolojik ve tamamlayıcı tedavi yaklaşımlarının bütüncül entegrasyonu ile bağımlılıklardan özgürleşin
- 1- BAĞIMLILIK TÜRÜ BELİRLENİR
Alkol ve madde bağımlılığı; sadece fiziksel bir alışkanlık değil, aynı zamanda ruhsal, sosyal ve nörobiyolojik boyutları olan çok katmanlı bir rahatsızlıktır.
Kliniğimizde ilk adım olarak, kişinin yaşadığı bağımlılığın türü (alkol, opioid, uyarıcı madde, esrar, sentetik maddeler vb.) detaylı biçimde analiz edilir. Her bağımlılık türü farklı bir nörobiyolojik arka plana, tetikleyiciye ve direnç düzeyine sahip olduğundan, uygulanacak tedavinin süresi, yöntemi ve yaklaşımı kişiye özel olarak belirlenir.
Bağımlılıklar arasında en yaygın olanlar:
Alkol bağımlılığı
Uyarıcı ve uyuşturucu madde bağımlılığı (opioid, metamfetamin, esrar, kokain vb.)
Sentetik madde bağımlılığı
Reçetesiz ilaç kötüye kullanımı
Tütün ve nikotin bağımlılığı
Kumar, teknoloji, alışveriş, oyun ve seks gibi davranışsal bağımlılıklar
Bu türlerin her biri, beyin kimyası, ruhsal zemin ve yaşam öyküsüyle yakından ilişkilidir. Bu nedenle her bireyin bağımlılık yapısı farklıdır ve tedavi bireyselleştirilmelidir.
2. BAĞIMLILIĞIN ŞİDDETİ BELİRLENİR
Her bireyde bağımlılığın etkileri farklı düzeylerde ortaya çıkar. Bazı kişilerde fiziksel yoksunluk belirgin olurken, bazılarında psikolojik bağımlılık veya kompulsif davranış kalıpları ön plandadır.
Bu nedenle:
- Fiziksel belirtiler (yoksunluk, tolerans, detoks ihtiyacı),
- Psikiyatrik eşlik eden durumlar (anksiyete, depresyon, travma öyküsü),
- Sosyal işlev kaybı düzeyi,
- Bağımlılığın süresi ve önceki bırakma girişimleri
gibi faktörler dikkate alınarak bağımlılığın şiddeti çok yönlü bir ekip tarafından değerlendirilir.
Sigara bağımlılığı çoğu zaman 1-2 seanslık destekle çözülebilirken,
Alkol ve madde bağımlılıklarında detoksifikasyon, psikoterapi ve uzun dönem takip gerekebilir.
İlk görüşmede bireyin:
Hangi maddeyi kullandığı
Ne süredir ve ne miktarda kullandığı
Psikiyatrik eşlik eden hastalıkları (anksiyete, depresyon, travma vb.)
Önceki bırakma denemeleri
Sosyal destek düzeyi
gibi unsurlar değerlendirilir. Gerekirse laboratuvar testleri ve psikiyatrik görüşmelerle detaylı analiz yapılır. Bu aşamada bağımlılık şiddetine göre ayaktan veya yatarak tedavi planı oluşturulur.
3. TERAPİ PLANI OLUŞTURULUR
Bağımlılığın türü ve şiddeti belirlendikten sonra, kişiye özel tedavi planı yapılandırılır. Bu plan hem modern tıbbi yaklaşımları hem de geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını bütüncül bir çerçevede entegre eder.
Amaç sadece maddeyi bırakmak değil; kişinin bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak yeniden yapılanmasıdır.
Bu aşamada kullanılan yaklaşımlar:
- Bireysel psikoterapi (CBT, EMDR, içgörü terapileri)
- Biyokimyasal detoksifikasyon ve karaciğer yükünü azaltma
- Nörotransmitter destekleri ve dopamin dengeleme
- Bağımlılığı tetikleyen travmaların çözümlenmesi
- Stres toleransının artırılması
- Nörobiyolojik sistemlerin yeniden dengelenmesi
Protokolümüzde hastanın bağımlılık şiddeti göz önüne alınarak 1 aylık tedavi süreçleri planlanır. Bu sürecin tamamını yatarak gözetim altında tutarak uygulama yapılacağı gibi, 3 veya 5-7 günlük yatış tedavisi sonrasında ayaktan tedaviyi devam ettirme uygulanabilir. Hastalara bu aşamada 3 farklı tedavi planı sunuyoruz.
- 1- Kısmi yatışla yani 3-7 gün arası yatış sonrasında klinik ziyaretleri ile ayakta tedavi
- 2- Ayakta klinik ziyaretlerle tedavi planı
- 3- En az 30 günlük özel madde bağımlılığı klinikte yatarak.
- Yatış amaçlı kliniklerimiz İstanbul ve Antalya da bulunmaktadır. Ayaktan klinik tedavilerimizi sorumlu olduğumuz klinikler ve anlaşmalı iş ortaklarımızla sürdürüyoruz
4. UZMAN EKİP ve KAPSAMLI TEDAVİ DESTEĞİ
Bağımlılığın şiddeti ve bireyin fiziksel–ruhsal yapısına göre kişiye özel bir tedavi protokolü oluşturulur. Bu protokol, modern tıp, psikiyatri ve tamamlayıcı tıbbın entegrasyonu ile şekillendirilir.
Tedavi ekibimizde yer alan branşlar:- Psikiyatri
- Nöroloji
- Klinik Psikoloji
- Fonksiyonel Tıp
- Tamamlayıcı Tıp Uzmanları
- Diyetisyen & Wellness Koçları
- Laboratuvar & Görüntüleme Destek Ekipleri
TEDAVİ SÜRECİMİZDE HEDEFLEDİĞİMİZ 5 NOKTA VARDIR;
Toksin yükünü azaltmak: Uzun süreli alkol ve madde kullanımı; karaciğer, böbrek, beyin ve bağırsaklarda toksik madde birikimine yol açar. Bu toksinler hem fiziksel yorgunluk hem de mental bulanıklık yaparak yoksunluk semptomlarını şiddetlendirir. Madde yoksunluğu sırasında vücutta biriken metabolitler (örneğin asetaldehit, amfetamin türevleri) sinir sistemini baskılar. Glutatyon, C vitamini, ozon terapisi, lenfatik aktivasyon gibi detoks uygulamaları bu yükü azaltır.
Dopamin ve serotonin dengelerini düzenlemek: Bağımlılığın temel nörobiyolojik zemini, ödül sistemi bozukluğudur. Dopamin (motivasyon, ödül hissi) ve serotonin (duygudurum, sakinlik) dengesi bozulduğunda kişi maddeye yönelerek geçici denge kurar. Bağımlılık maddeleri (alkol, opioid, kokain vb.) dopamin salınımını yapay olarak artırır, ardından tükenme başlar. Bu döngüde kişi doğal haz kaynaklarına karşı duyarsızlaşır. Tedavide bu dengeyi besin desteği, bitkisel adaptogenler, akupunktur ve frekans terapileriyle destekleriz.
Bağımlılığı tetikleyen travmaları çözümlemek: Bağımlılık vakalarının önemli bir kısmında (özellikle kadınlarda) çocukluk travmaları, ihmal, duygusal yoksunluk, taciz ve kronik stres öyküsü vardır. Madde kullanımı genellikle bir “duygusal kaçış” mekanizması olarak gelişir. Bağımlılık %30-50 oranında travmatik yaşantı zemininde gelişir. EMDR, regresyon terapisi, hipnoterapi ve içgörü terapileriyle bu kök inançlar çalışılır. Travma çözülmeden tedavi “semptom bastırma”ya dönüşür.
Beyin plastisitesini desteklemek: Beyin plastisitesi, yeni alışkanlıkların oluşması, bağımlılık döngüsünün kırılması ve davranışsal dönüşümün sağlanması için temel şarttır. Yani beyin yeniden öğrenebilir, yeniden yapılanabilir. Uzun süreli madde kullanımı frontal korteksi (karar verme, irade, sosyal kontrol) zayıflatır. Tedavide nöromodülasyon, TMS, neurofeedback, psikoeğitim, duyusal entegrasyon gibi yaklaşımlar beyin devrelerini yeniden işler.
Relaps (tekrarlama) riskini azaltmak Madde bağımlılık tedavisinde en büyük zorluk, tedavi sonrası tekrar başlama (relaps) oranlarıdır. Bu oran bazı maddelerde ilk yıl içinde %40–60’a kadar çıkar. Tekrarlama genellikle stres, sosyal baskı, yalnızlık veya tetikleyici ortamlarda görülür. Takip görüşmeleri, yaşam tarzı planlaması, kriz planlaması ve psikolojik güçlendirme relapsı önler. Klinik yaklaşım: Uyarıcı maddeyi bıraktıktan sonra ilk 90 gün kritik dönemdir. Bireyin “boşluk hissi” yaşamaması için yapılandırılmış günlük planlar, amaçlar, destek sistemleri sağlanır.
5. ÖZEL DETOKS PROTOKOLLERİMİZ
Danışanın fiziksel ve zihinsel yükünü hafifletmek, bağımlılıkla ilişkili toksinleri bedenden temizlemek amacıyla özel protokoller uygulanır:
DETOKS PROTOKOLLERİ
Ozon Terapisi: Ozon, yüksek oksijen taşıma kapasitesi sayesinde dokulara daha fazla oksijen ulaştırır ve hücresel metabolizmayı destekler. Madde bağımlılığında: Özellikle alkol ve opioid gibi sistemik toksisite oluşturan maddelerde, karaciğer yükünü hafifletmek ve bağışıklık sistemini düzenlemek için güçlü bir detoks aracıdır. Analjezik etkisi, serotonerjik etkisi ve immun modülasyon etkileri ile tedaviye katkı sağlar.
Kupa Terapisi : Negatif basınçla deri altındaki kan ve lenf akımını hızlandırarak bölgesel toksin birikimlerini azaltır. Madde bağımlılığında: Özellikle yoksunluk döneminde ortaya çıkan kas gerginliği, baş ağrısı, uykusuzluk ve huzursuzluk gibi belirtilerin giderilmesine yardımcı olur.
Hirudoterapi (Sülük Tedavisi): Sülüklerin salgıladığı hirudin ve benzeri doğal enzimler sayesinde antikoagülan, antiinflamatuvar ve mikrosirkülasyon artırıcı etkiler elde edilir. Madde bağımlılığında: Özellikle damar dolaşımı bozulmuş, toksin birikimi yüksek kişilerde, lenfatik drenaj ve damar içi temizlik desteği sağlar
Glutatyon + C Vitamini IV Terapisi: Glutatyon, vücudun ana antioksidanıdır; C vitamini ile birlikte verildiğinde hücresel toksinlerin atılmasını, karaciğerin yenilenmesini ve bağışıklığın güçlenmesini sağlar. Madde bağımlılığında:Alkol, solvent veya uyuşturucu metabolitlerine bağlı oksidatif stresin azaltılmasında kritik rol oynar.
Homeopati : Bireyin fiziksel ve duygusal durumuna göre seçilen ultra-düşük dozda doğal preparatlarla vücudun kendini iyileştirme potansiyelini uyarır.Madde bağımlılığında: Özellikle huzursuzluk, yoksunluk belirtileri, uykusuzluk ve ani madde isteği gibi semptomlara karşı kişisel destek sağlar.
Fitoterapi (bitkisel destek protokolleri) : Bilimsel temele dayalı bitkisel formüllerle sinir sistemi, sindirim sistemi ve detoksifikasyon yolları desteklenir.Madde bağımlılığında: Adaptogenler (örneğin Rhodiola, Ashwagandha), karaciğer koruyucular (örneğin Enginar, Milk Thistle) ve dopamin dengeleyici bitkiler (örneğin Mucuna pruriens) ile kişi biyokimyasal olarak desteklenir
Frekans Terapisi (biorezonans + kişisel kodlama) Danışanın biyolojik titreşimsel verilerine göre oluşturulan elektromanyetik frekanslar kullanılarak sinir sistemi dengeye getirilir.Madde bağımlılığında: Beyin frekanslarını düzenleyerek maddeye olan obsesif düşünceyi azaltmaya yardımcı olur; ayrıca reseptör düzeyinde “silme ve yeniden kodlama” desteği sunar.
Refleksoloji: Ayak, el veya kulaklardaki organ temsil bölgelerine uygulanan baskı ile otonom sinir sisteminin dengelenmesi sağlanır. Madde bağımlılığında: Özellikle bağırsak–beyin–sinir ekseninde gevşeme, parasempatik aktivasyon ve stres regülasyonu sağlar. Bağırsak detoksunu destekler.
Zihinsel Detoks Protokolleri : Meditasyon, nefes terapisi, farkındalık uygulamaları ve rehberli gevşeme çalışmaları gibi zihin merkezli tekniklerle stresin nörofizyolojik etkileri azaltılır. Madde bağımlılığında: Özellikle anksiyete, dürtü kontrol bozuklukları, madde düşüncesi ile baş etme gibi alanlarda etkili zihinsel stabilizasyon sağlar.
- 6. BAĞIMLILIĞI KIRMA PROTOKOLLERİMİZ
Bağımlılığın psikolojik, duygusal ve nörolojik kodlarını çözmeye yönelik özel tedavi yaklaşımlarımız:
BAĞIMLILIĞI KIRMA PROTOKOLLERİ
Homeopati Tabanlı Frekans Terapisi : Bireyin enerji alanına özgü homeopatik frekanslar, biorezonans cihazlarıyla uygulanarak reseptör düzeyinde dengelemeyi ve zihinsel/bedensel “madde kodlarının” silinmesini hedefler.- : Düşük dozlu elektromanyetik sinyallerle beyin devrelerine yapılan uyarılar sayesinde dopamin–glutamat regülasyonu sağlanır, dürtüsel tepkiler zayıflatılır.
- TMS (Transkraniyal Manyetik Uyarım) Özellikle alkol bağımlılığına eşlik eden depresyon, anksiyete ve irade zayıflığında etkili olan bu yöntem, prefrontal korteksi uyararak karar mekanizmalarını güçlendirir.
- Neurofeedback / Biofeedback : Beyin dalgalarının gerçek zamanlı takibi ile bireye kendi zihinsel durumunu gözlemleme ve dengeleme becerisi kazandırılır; dürtü kontrolü ve stres regülasyonu artar.
- Akupunktur & Elektro-Akupunktur: Belirli meridyen noktalarının uyarılmasıyla endorfin, serotonin ve GABA gibi sakinleştirici nörotransmitterler doğal olarak artırılır; yoksunluk semptomları hafifler.
- Hipnoterapi Protokolleri (EMDR, Regresyon, EFT, Hipno-Meditasyon) Madde bağımlılığına bağlı bilinçaltı duygusal kayıtlar, iç çatışmalar ve geçmiş travmalar hipnotik rehberlikle yeniden yapılandırılır; içsel motivasyon güçlendirilir.
- Reiki ve Biyoenerji Destekleri: Vücuttaki enerji blokajlarının çözümlenmesi, çakraların dengelenmesi ve elektromanyetik alanın yeniden düzenlenmesiyle kişi ruhsal olarak güçlenir ve sakinleşir.
- Fitoterapi: Bitkisel adaptogenler (Ashwagandha, Rhodiola, Mucuna), sinir sistemi, bağışıklık ve dopamin salınımını destekleyerek hem zihinsel dayanıklılığı artırır hem de relaps riskini azaltır.
- Refleksoloji: Ayak ve el bölgelerindeki organ yansımalarına uygulanan baskı ile otonom sinir sistemi dengelenir; bağımlılıkla ilişkili stres–bağırsak ekseni regülasyonu sağlanır.
Ayrıca kliniğimizde kullanılan yüksek teknolojili cihazlar, tamamlayıcı tedavi protokollerini objektifleştirmek,kişiselleştirmek ve danışan motivasyonunu artırmak adına kritik katkı sağlar.
1- VedaPulse Teknolojisi
VedaPulse, kalp atım değişkenliğini (HRV) analiz ederek danışanın sinir sistemi, enerji meridyenleri ve bitkisel destek ihtiyacına dair objektif veriler sunar. Bağımlılık tedavisinde: Özellikle vagal tonus, stres yükü, bitkisel öneri modülü ve elemental denge göstergeleri, kişiye özel tedavi planını hassaslaştırmak için kullanılır.
2 - GDV (Gaz Deşarj Görüntüleme)
GDV ile Enerjetik Alan ve Stres İzleme yapılır. Koronel deşarj teknolojisiyle parmak uçlarındaki biyofoton salınımı ölçülerek kişinin enerji alanı, organ rezonansları ve psikofizyolojik yükü görüntülenir.Bağımlılık tedavisinde: Özellikle bağımlılık döngüsünde aşırı yüklenmiş sistemlerin haritalanmasında ve tedavi öncesi-sonrası değişimlerin izlenmesinde kullanılır. Bilinçaltı yük analizi ve duygusal stres haritalama avantajı sunar.
7. TAKİP ve GÜÇLENDİRME SÜRECİ
Danışanlarımızın tedavi sonrası dönemde yeniden kullanım riskini azaltmak, ruhsal güçlenmelerini sağlamak ve motivasyonlarını korumak amacıyla takip protokolleri uygulanır:
- Haftalık / Aylık takip seansları
- Koruyucu destek programları
- Psikoeğitim ve aile terapisi
- İşlevsel yaşam koçluğu
- Acil kriz müdahale desteği
- 8. GİZLİLİK ve ETİK
Tedavi sürecinde tüm görüşmeler ve danışan bilgileri tam gizlilik ve etik ilkelere uygunluk çerçevesinde korunur. Hiçbir kişisel ya da tıbbi veri izinsiz paylaşılmaz.- 9. SÜREÇ NASIL BAŞLAR?
- Ön görüşme için kliniğimizle iletişime geçilir
- Değerlendirme ve anamnez alınır
- Bağımlılık türü ve şiddeti belirlenir
- Kişiye özel protokol oluşturulur
- Detoks + Bağımlılık kırma + Takip süreci başlatılır
Alkol ya da madde ile ilişkinizi dönüştürmek için profesyonel, şefkatli ve bilimsel destek arıyorsanız bizimle iletişime geçin.
Size özel süreci birlikte şekillendirelim.
Dr. Hatice Yoldaş Kimdir?
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu olan Dr. Hatice Yoldaş, tamamlayıcı tıp, enerji ve frekans tıbbı, fonksiyonel beslenme ve bağımlılık tedavilerinde uzun yıllara dayanan deneyime sahiptir. Sağlık Bakanlığı sertifikalı GETAT uygulamalarıyla kronik hastalık ve bağımlılık tedavisinde bütüncül ve kanıta dayalı yaklaşımlar geliştirmiştir. Uluslararası standartlarda eğitimler vererek, madde bağımlılığı alanındaki multidisipliner protokolleri başarıyla uygulamaktadır.
Dr. Mustafa Dinç Kimdir?
Tıp fakültesi mezuniyetinden sonra Göğüs Hastalıkları uzmanlığını tamamlayan Dr. Mustafa Dinç, özellikle sigara, alkol ve madde bağımlılığı tedavilerinde uzmanlaşmıştır. Almanya Münih’te katıldığı Avrupa Solunum Kongresi’nden itibaren biorezonans ve biofrekans terapilerine yoğunlaşmış, bu alanda Türkiye’nin öncü isimlerinden biri haline gelmiştir. Biorezonans, akupunktur, nöromodülasyon ve tamamlayıcı tıp yöntemlerini harmanlayarak etkin bağımlılık tedavisi protokolleri uygulamaktadır.
Uzm. Dr. Mustafa Dinç Kliniği
Antalya Muratpaşa
Antalya Madde Bağımlılığı, Antalya Alkol Bağımlılığı, Bağımlılık Tedavisi, Antalya Bağımlılık Tedavisi